Serdar Uzuntaş ile erkek modası üzerine...

Ünlü modacı Serdar Uzuntaş başarısını ve erkekler için 5 adımda şık olmanın tüyolarını verdiği keyifli röportaj ile açıkladı.

 

 

Bugüne dek Tarkan, Murat Boz, Ahmet Kural, Wesley Sneijder gibi ünlü isimlerle çalışan ünlü modacı Serdar Uzuntaş başarısını ve erkek modasının dinamiklerini, Avenue Noir dergisine verdiği  verdiği keyifli röportaj ile açıkladı.

 

Dünya modası adını ve markanı sekiz yıl önce duydu. Bu kadar kısa süre içinde bu kadar geniş çapta bir tanınırlık, başarı bekliyor muydun?

Bekliyordum. Ama bu kadar çabuk kabul göreceğimi beklemiyordum. İlk koleksiyonuma başlarken uluslararası bir tasarımcı olmak ve tasarımlarımı küresel platformlarda sunarak trendlere küçük de olsa yön vereceğimi hedefleyerek çalışmalarımızı hazırlamıştım. Hayallerime, hedeflerime ve kendime hep inandım.

Koleksiyonlarımı hazırlarken zengin Türk kültürümüzü tasarımlarıma harmanlamayı unutmuyorum. Ve bundan gurur duyuyorum. Tasarımlarımda kültürümüzü biraz da olsa onlara aktar ıyor olmak beni çok mutlu ediyor. Eğer bir nebze de olsa yurt dışında  dikkatleri çektiysem bunun sebebi kesinlikle budur.

 Tasarım serüveni uzun ve zor bir yol bir yoldur.  Her zaman yolun başındaymış gibi çalışarak kolleksiyonlarımı yapıyorum.

 Gelecekte bir dünya markası olacağımı biliyorum.

 

-Kendi markanı yaratmak için yola çıktığında yaşadığın zorluklar nelerdi? Seni engellemek isteyen, önüne set çeken, ‘artık başaramayacağım’ dedirten şeyler yaşadın mı?

 

2011 de İlk koleksiyonumu hazırlarken yurtdışı kumaş fuarlarını ziyaret ettim. İstanbul’a döner dönmez Türk kumaş firmalarını tek tek ziyaret etmeye başladım. Numune kumaş almak istiyorum dedim. Floransa’da ki Pitti Uomo ya davet edildiğimi ve buradaki sunumum için kumaşa ihtiyacım olduğunu belirttim.

Numune almak istediğim kumaşların geri dönüşü olarak 500 metre renk başı  sipariş veremeyeceğim için bana numune kumaş vermemişlerdi.

Bunu bir kaç firmadan duyunca kendimi çok kötü hissetmiştim. Bütün hayallerim ve hedeflerim bir anda gözümün önünde kaybolup gidiyordu.

 İtalya’daki kumaş firmaları aklıma geldi. Aynı şekilde onları da İtalya’da tek tek ziyarette bulundum. Hiç unutmuyorum. Pitti Uomoya davet edildiğimi ve ilk koleksiyonumu hazırlayacağımı duydukları zaman onlarda en az benim kadar heyecanlandıklarını görmüştüm ve inanamamıştım.

 O heyecan ile sipariş verdiğim kumaşları kargo ile gönderelim dediler. Yok ben kendim götürmeyi tercih ediyorum dedim. İnanamadılar. Çünkü üç koca top kumaşa sarılmış farklı renk ve kalitede kumaşlar almıştım. Kumaşları İtalya’nın Prato şehrinden trene kadar omuzlarımda taşıdım.

 Sonra Milano’dan taksiye kadar ve eve ulaştığım an yorgun değildim. Çünkü hayallerim ve hedeflerimi gerçekleştirmeme çok az kaldığını görmek beni çok mutlu etmişti.

 Bir kaç sezon sonra yurtdışı fuarlarında benim ile tanışan koleksiyonlarımı gören Türk kumaş firmaları beni ofislerine davet etti ve kumaş alamadığım o firmalar şimdi kumaş sponsorlarım oldu.

 

 

-Kırılma noktan neydi? Hangi noktada kaderin değişti ve bu yola girdin?

 

2002 ile 2007 arası Kadın kolleksiyonları hazırlıyordum.

Londra’da Central Saint Martins’de moda eğitimimi tamamladıktan sonra İngiliz ortaklı olan erkek giyim tasarım markamı Serdar London’ı kurdum. Aldığım eğitim erkek moda tasarım dünyasında farklı özgün tasarımlarım ile ve benimde bir yerimin olacağına inandım.

Dünya erkek modasına yön veren en prestijli fuarı olan İtalya Floransa’daki PITTI UOMO’ya kabul edildim. İlk koleksiyonumu orada sundum.

Aynı sezon içinde Pitti Uomo’nun hemen arkasından Londra Erkek Moda haftasına başvurum kabul edildi. Somerset House da ilk koleksiyonumun sunumunu yaptım. İlk koleksiyonum o dönemde Beymen Blender Nişantaşı ve Wolf&Badger Londra ve Dolce&Gabbana Spiga2 Milano mağazalarında satılmaya başlamıştı.

 

-İlk koleksiyonunu hazırlarken ilham kaynağın neydi?

İngiliz Kraliyet aile çocuklarının gittiği Eton Koleji öğrencilerinin tatil olarak İstanbu’la gelip Kapalı Çarşı’yla ve Türk kültürüyle yakından tanışmasını anlatan koleksiyondu. Bu iki farklı kültürlerin birbirlerine yakınlaşmasını anlattım.

 

-O günden bugüne hazırladığın 15-16 koleksiyon oldu. Aralarında en beğendiğin hangi koleksiyondu, neden?

En son Çekimlerini Milanoda ki evimde ve avlusunda yaptığım “NEW AGE PUNK - A MIX OF OPPISES” Koleksiyonum. İngiliz kültürünü ve Türk kültürünü bir arada harmanladığım yeni hikayemi beğeniyorum. En son yaptığım koleksiyonları her zaman daha çok beğendiğimi söyleyebilirim.

 

-Erkek modasının ana dinamikleri neler?

Her yeni gelen sezonda teknik olarak farklılıkların yakalandığı özellikle kumaş, desen ve detayların uyumunu ve yeni hacimlere uyarlandığını görebiliriz. Bu uyumu yeni renk tonlarını bir araya getirerek yeni renk kombinlerinin gündeme getirilmesi sağlanabilir.

Her markanın kendi DNA’sını kaybetmeden hazırlayacağı yeni hikayeler ve temalar ile yeni sezondaki ifadeleri erkek modasında önemli  dinamikleri oluşturur. Yeni yeni öne çıkmaya başlayan özellikli kumaşlar  kavramı da erkek modasının yönünü belirleyen bir faktör olacak.

 

-Bu yıl hazırladığın koleksiyonda neler var? Nelerden esinlendin? Kaç parçalık? En çok hangi parçayı sevdin?

2017-18 Sonbahar-Kış koleksiyonumun,

ismi “NEW AGE PUNK - A MIX OF OPPOSITES”

70’lerin sonları ve 80lerin başlarının protest ama korumacı havasının nefesimizle içimize çektiğimiz bir anı anımsatıyor bu koleksiyon. Hayatı daha yüksek sesle pozitif ifade edişin yansıması. Londra’nın sokak stilini ve  Osmanlı hat sanatı ile pozitif kelimelerin nakış olarak koleksiyonda hayat bulması. Kendimi ifade edişimde EMPATI duygusu en büyük dayanağım oldu.

 90 Parçalık bir kolleksiyon.

Koleksiyon renklerine; Kırmızı, Siyah, Antrasit ve Beyaz hakim.

En çok sevdiğim parçam:

Beyaz ve siyah renklerden oluşan ve kollarının çıkıp yelek olan kollarında ve sırtında Osmanlı hat sanatı ile yazılı LOVE, SAFE, PEACE , PROTECT, SHARE, DREAM, FREE, HOPE yazılı şişme montur.

 

-Nelerden besleniyorsun?  

İngilizlerin moda tarihi, yaşam stili ve kültürleri tasarımlarımda beni çok etkiler.

Osmanlı kültürünü modernize ederek tasarımlarıma taşımayı seviyorum. Yurtdışında kendi kültürümden esinlenerek tasarımlarıma uyguladığım detaylar yabancı basınına ilginç geliyor ve etkileniyorlar.

 

-Türk erkeği pek renk sevmiyor,  klasiğin dışına çıkan erkek sayısı az. Nasıl değeişecek bu Türk erkeği?

 

Değişimi bir zincirin halkası gibi düşünürsek. İlk olarak ülkemizde yapılan tasarımların ticari kaygıları bu renksizliğe biraz yön verdiğini düşünüyorum. Koleksiyonlarının en fazla yüzde 30’unun gelecek trendlere de dokunması gerekiyor. Özellikle renkleri gündeme getirilmesi Türk erkeklerinin renk bulmalarını ve giyebilme olasılıklarını kolaylaştıracağına inanıyorum.

 Çünkü sayıları az da olsa Türk erkleri modernliğe ve yeniliklere açıklar. Azınlıkta dediğimiz renkli giyinen erkekler genelde alışverişlerini yurtdışından ve online shoping yolu ile yaparak hayatlarını renklendiyorlar. Umarım bu renkli giyinen erkeklerimiz Türk markalarına da esin kaynağı olurlar. Dünyada sokak moda fotoğrafçıları büyük moda evlerinin tasarımlarına büyük ilham kaynağı oluyor. Erkek Markalarının Türk tasarımcılarıyla iş birliktelikleri daha sıklıkla gündeme getirilmeli.

O zaman sokaklarımızda renkli giyinmiş erkeklerin çok uzakta olmadığı söylenebilir.

 

-Dünya geneline baktığında hangi ülkenin erkekleri iyi giyiniyor? İlk beş ya da onu saysak...

İlk beşi sayabilirim.

İngiltere Italya Japonya Kore Fransa

 

-Erkek modasında ibre nereyi gösteriyor? Yani tasarımlar neye doğru evriliyor? Önümüzdeki yıllarda erkek modasında ne tür değişimler gözleyeceğiz?

İbre erkeklerinde hayatlarını kolaylaştıracak tasarımlara yön verildiğini göreceğiz. Erkeklerinde kendilerine daha fazla vakit ayırdıkları ve kendilerini daha iyi keşfettikleri günleri yaşıyoruz. Tabi ki bunlarda tasarımları da etkiliyor.

Seyahat etmek kolaylaştı ve her yer birbirine çok yakınlaştı. Erkeklerinde lüks ihtiyaçları daha da çoğaldı.

Erkek modası rahatlığın ve şıklığın daha çok göz önünde bulundurulduğu tasarımlarla hazırlanan koleksiyonları göreceğiz.

Aksesuarlar ön planda olmaya başladı. Özellikle erkeklerde tasarım çantalar, eldivenler, kolyeler ve takıların günlük hayatımızda kolayca yerini bulacağı bir değişimler olucak.  Bireyselleşme modaya da bulaştı. Kimse aynı olmak istemiyor. Bu kapsamda herkese ayrı kıyafet dikemezsiniz. Giyenler de en üst gelir grubu olur bu kez de kitlelere ulaşamazsınız. Yeni akım kişinin seçenekleri kullanarak kendi bireysel beğenisini giydiklerine taşıyor olması olabilir.

 -Erkeklere, 5 adımda şık olmaları için neleri önerirsin?

 

Mutlaka kendi doğru beden ölcülerinizi bilmelisiniz. Vücut hatlarınızı, proporsiyonunuzun zaman içinde oluşan deformansları da biliyor olmanız çok önemli. En basiti sürekli sağ omuzda taşıdığımız çantalar omuzlarımızın birinin özellikle sağ omuzun daha düşük olmasını sağlamaktadır. Dik duramama buna benzer şeyleri kendinizde keşfetmeniz lazım.

Sporu da proporsiyondaki eksileri artıya çevirebilmeniz içinde kullanmayı unutmamalısınız.

 

Moda kurbanı olmamak için biraz da olsa yeni sezon trendlerinden haberdar olmaya çalışın. Bu trendlerin içinden kendinize yakıştırdığınız size uygun ve gardırobunuzdaki diğer parçalarla uyum içinde olabilecek parçaları tercih edin.

 

      3.Gardırobunuza aldığınız her yeni parçanın üzerinize göre mutlaka fiti ni yapıp öyle gardırobunuza koymanızı öneririm. Çünkü her aldığınız yeni parçayı giydiğiniz zaman o parçanın gerçekten size ait olduğunu hissettirecektir.

Genel olarak mağazalardan hazır aldığınız ürünler çoğu zaman üzerinize göre tam olmayacaktır.

Mesela kol boyu, kollardaki fazla bolluklar, paça boyu,  paça genişliği, beden olarak üzerinde biraz bol veya boy olarak biraz uzun olabilme olasılıkları gibi.  Bunların önceden tedbirlerinin alınması sizi rahatlatacaktır.

 

Gardırobunuzda olması gereken ana parçalar ve gardırobunuz da ki diğer parçalar ile çok rahat kombinleneceğiniz kategorideki ürünleri edinmeye çalışın.

.Siyah Blazer

.Beyaz Gömlek

.İnce hafif triko kazaklar bisiklet yaka yada v yaka bunların renkleri siyah, gri tonları, ecru, lacivert ilk tercihleriniz arasında olmalı.

.Siyah ve Camel renk Trench Coat

.Siyah Bot, Siyah loafer

 

Erkeğin en iyi aksesuarı saati olduğunu düşünerek iyi bir saate sahip olmanızı öneririm.

 

-Kendi kariyer çizginde önümüzdeki yıllar için neler planlıyorsun? Bundan sonra yapmak istediklerin arasında neler var?

Serdar London Erkek Giyim Tasarım Markamın Sekiz yılı doldu. Bu sekiz yıl mutlu, heyecanlı ve bir o kadar mücadele verdiğimiz dolu dolu başarılı yıllardı.  Bir marka olabilmeniz için en az on sene geçmesi gerekiyor. Benim markamın dünya markası olma yolunda iki senesi kaldı. Bunu başarmak için çok çalışmam ve çalışmamız gerekiyor. Markamı 2018 de Milanoda geliştirmeye başladım. Daha çok Milano’da yaşamaya başladım. Ve en kısa zaman da Online Shop kuruyoruz. Markama ulaşmayanlar yurt içi ve yurtdışında çok rahat ulaşabilecekleri söylemek bile beni çok heyecanlandırıyor. Önümüzdeki 2019 Sonbahar Kış Milano Moda Haftası Programı içerisinde sunum yapacağım. Milanodan kendimi markamı daha rahat ifade edebileceğimi ve geliştirebileceğime inanıyorum.

İki sene sonra bu yazdıklarımı yaşıyor olacağım. Ve on günleri sabırsızlıkla bekliyorum.

 

-12 yaşında Adidas tişörtünü tasarlayan çocuk ile bugünkü Serdar Uzuntaş’a uzanan yolculuk boyunca hayat sana ne öğretti?

Hayallerimi hedef olarak belirleyip hedeflerime sabırla başarıyı elde edebilme mücadelesini vermeyi

Daha çok ve daha çok çalışmam gerektiğini hiç bir zaman oldum dememeyi

Günümüzde her tasarımlarımda yenilikçi ve ilk olmam gerektiğini

Kendi eksi ve artılarımı keşf etmeyi eksileri artıya çevirebilme artıları nasıl yıldızlı artı yapabileceğimi

Uluslararası yaşantım ve seyahatlerim arasında tanıştığım engin tecrübeleri insanların paylaştığı tecrübeleri idrak edip ders alabilmeyi

Bir dilin gerçekten bir insan olduğu gerçeğini

Başarıya giden yolun ilk önce kendine inanmaktan, güvenmekten ve risk almaktan korkmaman gerektiğini

 

-Londra-Milano-İstanbul arasında sürekli gidip gelen biri olarak kendini en çok ait hissettiğin yer neresi?

İtalya Milano

Dünyada dört moda ülkesinden ve ticaretin olduğu bir yer olması

Tasarımın önem ve değer verildiği bir ülke olması

Ünlü italyan mutfakları

Yaşam stilleri ve kültürlerini kendime yakın gördüğümden dolayı

İtalyancamın olması

Dünyaca ünlü italyan mutfağı

Bunların birleşimi Milano’da