Page 25 - Bi Magazin Sayı 4
P. 25
Bi RÖPORTAJ
25
Müziği kategorize etmek gerekirse sizin yaptığınız müzik hangi kategoriye
girer?
Lirik Pop diyorum ben. Duyguların çoşkun şekilde ifade edildiği, romantik,
melankolik, içten, yalın ve umuyorum ki özgün bir pop.
Sahnede hem şarkı söyleyip hem piyano çalmak çok özel bir yetenek bu
yeteneğinizi neye bağlıyorsunuz ?
Çook teşekkürler! Bana verilen yetenekleri dünyayı daha güzel bir yere
dönüştürmek için minicik bir katkı sağlayabileceksem bile, sonuna kadar
kullanmak isterim. Ama aslında bir müzisyenin enstruman eşliğiyle şarkı
söylüyor olması inanın dünyadaki artist’lerin yetilerine bakacak olursak
son derece doğal bir şey. Sunumun içeriğin önüne geçtiği bir dönemde ve
ülkede, şöhret olarak tanıdığımız insanların bu yetilere sahip olmaması,
benim piyano çalıp söylüyor oluşumu şaşırtıcı kılıyor sadece :)
Çok iyi bir besteci olduğunuzu biliyoruz. Türkiye’de kendinize örnek aldığınız bir
besteci var mıdır ?
Çok teşekkür ederim. Elbette çok sayıda ilham veren besteci var bana.
Bilhassa kendi şarkılarımı yazıp söyleme cesareti bulmamı sağlayan kadın
şehir ozanlarını anmak isterim; Sezen Aksu, Nazan Öncel, Şebnem Ferah.
Gündelik hayatta neleri çok yapmayı seversiniz ?
Tek başıma sinemaya gitmek favori aktivitem ve hatta terapimdir. Sıkı
bir takipçiyim ve vizyondaki filmler sürekli radarımdadır. Ayrıca sakin
sabahları, okumayı ve evde vakit geçirmeyi çok seven biriyim. Tam bir ev
kuşuyum diyebiliriz. Küçük keyifler beni aşırı mutlu eder. Mahremiyetim,
yalnız geçirdiğim vakit benim için çok önemlidir. Ama aynı zamanda,
yakın çevreme de çok düşkünümdür. Ailemle ve en yakın arkadaşlarımla
her fırsatta bir arada olmaya çalışırım. Güzel bir sohbetin yerini hiç bir şey
tutamaz!
Sizce Türk pop müziği eski günlerine dönecek mi ?
Hayır, dönmeyecek bence. Bu pragmatist ve kapitalist dünyada kimsenin
vakti yok “durup da ince şeyleri düşünmeye” ve dinlemeye. Güzel ve
uzun introları, yürekten kopan sözlerin yerini reklam jenerik müziği
matematiğiyle yapılan şarkılar aldı ne yazık ki. Ama zamanın ruhuna
uyumlanmak yerine kendi ruhunu takip eden sanatçılar elbette güzel işler
üretecek. El birliğiyle üreteceğiz. Yani umutsuz değilim ben. Albümde de sık
sık tekrarladığım gibi; “Gün doğar gecelere”, eminim.
Sosyal medyadan gelen eleştirilere kulak asıyor musunuz ?
Sosyal medya ne yazık ki çok yaralayıcı bir araca dönüşebiliyor ama her
gün kulak asmamayı öğrenmek konusunda biraz daha yol katediyorum
bence. Az laf çok icraat derler ya. Bana öfke veya eleştiri kusan
kimselerin hayatına dönüp bakabilmek, sanatsal background’larını ve
kendi hayatlarındaki üretimlerini, kendilerini ortaya koyma cesaretlerinin
derecesini görebilmek isterdim kaale almak için. Bu da mümkün
olamayacağı için, iç dengemi bunlarla bozmamaya çalışıyorum. Eleştiriden
çok üslupa takılıyorum ben. Keşke nezaket yeniden moda olsa :)
NİSAN 2025