Pandeminin çarpan etkisiyle en büyük kırılma eğitimde yaşanıyor.
Belki de 10-15 yılda gelinebilecek eğitimde teknoloji kullanma düzeyine üç ayda ulaştık. Pandemiye kadar sadece bazı üniversitelerin kullandığı uzaktan öğretim yöntemi anaokuluna kadar indi. Bugün öğretim dilimize uzaktan öğretimle ilgili Zoom, Google Meat, Microsoft Office, Padlet, Kahoot, Web 2.0 araçları gibi pek çok yeni sözcük eklendi. Üstelik çocuklar bu teknolojilere öğretmenlerinden çok daha kolay adapte oldular. Pandemi bize başka bir öğrenme-öğretme ve iletişim yöntemi daha olduğunu geri dönemeyeceğimiz şekilde gösterdi.
Bugün Türkiye nüfusunun neredeyse üçte biri örgün eğitimin içinde.
MEB 2019-2020 istatistiklerine göre üniversite öğrencileri dahil toplam 26.105.215 öğrenci nüfusumuz var. Bu genç nüfusumuzu çağın gerektirdiği eğitim donanımları ile yetiştirmek en büyük zenginliğimiz olacak. Ancak eğitimde gerekli dönüşümü sağlayamazsak da kucağımızda patlamaya hazır bombalar bulacağız.
Bugünlerde neredeyse her hafta işlerin geleceği, mesleklerin geleceği, eğitimden beklentiler, eğitim yeterlilikleri gibi pek çok araştırma raporu yayınlanıyor. Bu raporlar eğitimde dönüşümü hemen hiç vakit kaybetmeden yapmamız gerektiğini gösteriyor.
Hızla atılması gereken eğitimde dönüşüm adımları;
Müfredatın dönüşümü: Hali hazırda bizde ve neredeyse tüm dünyada uygulanan müfredatın kurgusu her (disiplinin) dersin konu dizilişini diğer derslerden bağımsız olarak planlanmıştır. Ve öğretim programı sanki tek bilgi kaynağı öğretmenmiş gibi tasarlanmıştır.
Müfredatta yapılacak dönüşümle her sınıf düzeyinde müfredatın bütünsel veya multi-disipliner olarak kurgulanması öğrencilerin öğrendikleri konulara farklı disiplinlerden bakmasını sağlayacak düşünme, akıl yürütme ve çıkarım yapabilme becerilerini geliştirecektir. Ayrıca bütünsel öğretim yöntemiyle öğrencilere kazandırılacak becerilerin STEM atölyeleri ile zenginleştirilmesi öğrencinin tasarım ve üretim becerisi geliştirmelerine destek olacaktır.
Öğretim yöntemlerinin dönüşümü: Öğretim yöntemlerimizi yeniden kurgularken beyin ve beynin öğrenme yöntemi ile ilgili yapılan araştırmaları dikkate almak gerekiyor. Özellikle beyin gelişiminin en hızlı olduğu ve gencin hayal gücünün, yaratıcılığının, kişiye özel becerilerinin ortaya çıktığı ortaokul ve liseler için öğretim yöntemlerini mutlaka ama mutlaka dönüştürülmesi gerekiyor.
Örneğin;
Öğretmenlik mesleğinin dönüşümü: Okul sisteminin kalitesinin öğretmenin kalitesinin önüne geçemeyeceğini hepimiz biliyoruz. Eğitim öğretim sistemimizi dönüştürmeyi gerçekten istiyorsak önceliği öğretmenlik mesleğinin dönüşümüne vermek zorundayız. 80 milyonluk ülkemizin ve gençlerimizin geleceğini 1.500 bin öğretmenimize emanet ediyoruz. Bu nedenle Milli Eğitim Bakanlığı, Sivil Toplum Örgütleri ve Öğretmen Sendikaları el ele vererek öğretmenlik mesleğinin dönüşümü için gerekli adımları atmalıdır.
Öğretmen adaylarının seçim yöntemini değiştirmek zorundayız.
Çalışmakta olan öğretmenlerimizin mesleki dönüşümü için yapılması gerekenler;
Yorumlar (0)