Kendi zamanını kendi gibi yaşarsa, yaşadığı toplumdan ve dünyadan kendini soyutlamaz tersine sorumlu hissederse ve bunu bir çıkar grubunun emrine girmeden özgürce ifade ederse, zamanı izlerinden yakalamış olur’ diyen sanatçı Mehmet Aksoy, "O zaman, sanat da zamanın şahidi olur. Gelecek zamana ışık tutabilir, devamlı değişen, farklı biçimlere giren şeylerin, yaşam ve ölüm arasındaki, tüm duygu ve düşüncelerin, özünde aynı kalan değişmeyen ve tüm zamanlarda da değişmeyecek olan gerçeği, evrensel olanı gösterebilir. Ama yapılacak şey tam da budur yani sanatın temel içeriğine dönmek yani hayatı içerik olarak ele almak, ona uygun zaman ve mekan çevriminde formlar yaratmak. İnsanı kızgınlıkları, sevinçleri üzüntüleri, tepkileri, davranış biçimleri ile sanatın içine çekmek. Tabii ki bütün bunları kendi sanatçı "ben"i üstünden başkalarına öykünmeden kendi sanatçı kişiliği üstünden yorumlayacaksın.
Kendine ait metaforlar ve onu sarmalayan formlarla anlamlandıracak sanatsal bilgi aktaracaksın, olayların şahidi, gören gözü, duyan kulağı olacaksın. Sanatçılarımız bunu yaparsa işte o zaman Türkiye sanatı diye bir şey olur. Ancak dünyanın bu coğrafyasından evrensele böyle giriş yapabilir, dünya sanat hafızasında bir Türkiye kaydı oluşturabiliriz" diyerek sanata bakış açısını özetleyen sanatçı Mehmet Aksoy eserlerine de derin toplumsal bakışını yansıtıyor.
;){kind=link}
Yorumlar (0)