Fatih Aksoy’un film gibi hayatıyla başlayan sohbette Aksoy İstanbul’a ilk geldiğinde hem okuyup hem de çalıştığını dört yıl boyunca işportacılık, garsonluk yaptığını belirtirken "O zamanlar 13 yaşındaydım" dedi. Aksoy’un "Şimdi çocuğum 13 yaşında çok garip, Ömer’i Eminönü’ne göndersem işportacılığa, karım öldürür herhalde beni. Bir gün garsonluk yaparken telefon geldi lokantaya, Boğaziçi Üniversitesi’ni kazandığımı söylediler, benim için çok önemli ve iyi bir andı" sözleri dikkat çekti.
1974 yılında İstanbul’a geldiklerinde Gayrettepe’de bodrum katında bir evde oturduklarını belirten Fatih Aksoy ilk gördüğü seti ve oyuncuyu da şöyle anlattı: "Bir sabun fabrikası vardı ve orada bir set ışığı yanardı akşam vakti, oraya doğru gittik kardeşimle Lütfi Akad’ın çektiği filmde siz vardınız. İlk gördüğüm setti ve ilk canlı gördüğüm oyuncu da sizdiniz. Sabaha kadar oturdum orada çok büyüleyici gelmişti." Koçyiğit ise "Belki de vesile olmuştu" derken Fatih Aksoy "Çok büyük ihtimal" derken "13 yaşındaydım nasıl etkilendiğimi siz düşünün" dedi.
Fatih Aksoy, Reha Erdem ve Nuri Bilge Ceylan’la üniversite yıllarında sinema kulüplerinde birlikte olduğundan bahsederken "Benim için çok önemli yıllardı" derken üniversite yıllarındaki anılarından ve çıkardığı "Yeni Olgu" dergisinden bahsetti. Derginin isim haklarını bir palto karşılığında satın aldığını belirten Aksoy, siyasi şubeye aldıklarında 5 gün annesinin kapıda beklediğini ve belki de bu nedenle kendisinin serbest kaldığını anlattı.
İlk maaşıyla annesine çamaşır makinesi aldığını belirten Fatih Aksoy ‘Film Gibi Hayatlar’ programında sinemaya nasıl adım attığını ve asistanlık yıllarını da anlattı. Asistan olduğu yıllarda Filiz Akın’la olan anısını unutamadığını belirten Aksoy o anıyı anlatırken, Filiz Akın’la birlikte Yeşilçam’ın zarafetini ve iş ahlakını gördüğünü belirtti. Yapımcı olduğu yıllarda da Türkan Şoray’la olan anılarından bahsetti.
Programda ilk yapımcılığını yaptığı Lüküs Hayat’ın görüntülerini izlemekten bir hayli mutlu olan Fatih Aksoy o yılları da anlattı. O günlerden günümüze geçiş yapılan sohbette ortak yapımcısı olduğu Mucize Doktor dizisinden de bahsetti. Aksoy, Taner Ölmez’in başarısından bahsederken, yönetmen Yusuf Pir Hasan’ın babasıyla da çalıştığını söyledi. Proje için ise "Dozu tutturmak çok önemliydi, Kore versiyonunda karakter çok hastaydı, Amerikan versiyonunda hiç hasta değildi, biz dozunu bulduk. Şimdi bütün dünyaya satılıyor Türkiye’de izlenen diziler, dünyanın her yerinde izleniyor. Türk diziler dünyada free kanallarda izleniyor, 500 milyon tekil insan tarafından izlenen dizilerimiz var. Hiçbir Amerikan dizisi bu rakama ulaşamaz. Kadın işiyse satılıyor, erkek işi ve komedi satılamıyor."dedi. Aksoy ülkelerden bahsederken Amerika sinema ve dizi sektörü tarafından Türkiye’nin hedef haline geldiğini ve engelleme çabalarının olduğunu da belirtti.
Yarışma ve talk Showlardan bahsederken "Ne çok iş yapmışım" diyen Fatih Aksoy, son projesi Benimle Söyle’nin büyük prodüksiyon olduğunu ama istediği reytingi alamadığını belirtti. Fatih projesi içinse "Televizyon tarihinin en büyük başarısızlığıydı tekrarı yapılana dek, arkadaşım Mehmet’te yaptı o daha çok para batırdı ve benden aldı bu başarısızlığı" derken "İstanbul’un fethi zirveydi öncesi, sonrası anlatılamadı ekranda" dedi.
Hülya Koçyiğit’in sunumuyla film gibi hayat hikayesiyle Fatih Aksoy’un konuk olduğu "Film Gibi Hayatlar" çok özel yeni bölümüyle 12Nisan Pazar günü saat 12:00’de TRT2’de.
Yorumlar (0)