İlham veren sohbetlere ev sahipliği yapan Esra Oflaz Güvenkaya, bu hafta Türkiye'nin en değerli, bilgili, yetenekli ve tecrübeli sanatçılarından Ayla Algan’ı konuk ediyor.
Tek çocuk olduğu için kendini yalnız hissedip şiirler yazdığını söyleyen sevilen sanatçı, "Annem ressamdı ve sürekli seyahatleri olurdu. Annem Paris’e gidince şapkalarını takar, kıyafetlerini giyer evde şarkı söylerdim. Çok cadı bir dadım vardı ama Fransızca öğrenmem de etkisi oldu. Ortaokul ve liseyi Paris’te okudum ve 19 yaşına kadar orada yaşadım. Paris’ten döndükten sonra eşim Beklan ile tanıştım ve 6 ay gibi kısa bir sürede evlendik. Eşim çok yakışıklı, ben ise şirindim. Şirin olmak iyi oluyor, güzel kadın yaşlanınca mutsuz oluyor. Ben hep şirin, hep sevecen olduğum için bir şey kaybetmedim. 82 yaşındayım seviyorlar hala beni" dedi.
Algan, şarkıcı olup sahnelerde olmak isterken, aşkının peşinden Amerika’ya gidiş hikayesini şu sözlerle anlattı: "Sahne hayalim hep vardı ama evlendikten sonra tiyatro eğitimi almak için Amerika’ya gittik. Hayatta birinci kırılma noktam bu oldu. Sonrasında ise Amerika’ya bir davet için gelen Muhsin Ertuğrul ile tanıştım. Bize ‘okulu bitirince ne yapacaksınız?’ diye sordu. Ben ülkeme dönmek istiyordum hatta bir ara bir rol geldi 8 senelik kontratı vardı, yapmadım ve İstanbul’a Muhsin Ertuğrul’un davetiyle döndük. Şehir Tiyatrosu’nda ‘Tarla Kuşu’nu oynadık.
"Sadri Alışık’tan çok şey öğrendim"
Dünyada Hamlet’i kadın olarak oynayanlardan biri Fransız tiyatro oyuncusu Sarah Bernhardt, biri de bendim diyen Ayla Algan "Müjdat Gezen ile Ali Poyrazoğlu o sırada konservatuarı bitirdiler ve Şehir Tiyatrosu’na girdiler. Hamlet dedikodusu çıkınca bunlar kendi arasında diyorlar ki Muhsin Hoca, ya rolü sana verecek ya da bana. Rolü ben alınca şaşırdılar. ‘ Seni seviyorduk ama hiç beklemiyorduk" dediler. Bu çok güzel bir anımdır. Sadri Alışık’tan da çok şey öğrendim, bana hep gözlerinle oyna derdi" dedi.
"Gazino yıllarımı Zeki Müren’e Borçluyum"
Zeki Müren’in Ajda Pekkan yerine kendisini sahneye çıkardığını anlatan Algan, "Gazino yıllarımı Zeki Müren’e borçluyum. O kadar kalabalık seyirci önüne rahmetli sayesinde çıktım. Çok güzel yıllardı. Sahne dönemim uzun sürdü. Zaten işim benim hobimdi. Keşke hobiniz sizin paranızı da çıkarsa, karnınızı da doyursa. Ev de alsan o parayla keşke. O yıllarda eşimle kıskançlıktan dolayı tartıştığımız zamanlar oldu ama kavga ettiğimizde birbirimizle mektuplaşırdık, baba evine gitmezdim. Beraber büyüdüğümüz için eşimi bazen kardeşim sanırlardı" dedi.
Kızım Sevi’yi 40 yaşımdayken dünyaya getirdim. Sürekli seyahatte olduğumuz ve çalıştığımız için erteledik.
Hayatımdaki en büyük travma Beklan’ın vefatıydı. 50 sene çok güzel bir evliliğim oldu. O hep’ inşallah daha önce ben ölürüm, senin ölümünü yaşayamam’ derdi.
Aliye dizisi çok sevdiğim bir işti. Dizilerde kötü karakteri oynamak istemiyorum. Mesela ben Aliye’de ki kötü kayınvalide var ya oğluna aşık, çocukları yollamıyor annesine ben onu oynayamazdım. 100 bin TL verseler de oynayamazdım. Geldik mi işte Hollywood’a gitmememin sebebine. Benim bir statüm var, dünya görüşüm var. Sonra BinBir Gece’ye girdim ama daha çok Bergüzar’a koçluk yapmak için girdim.
Yorumlar (0)