Sesinde Aşk Var...

Bir o kadar zarif, bir o kadar güzel… Saatler süren çekimde neşesi, kahkahaları ve arada bir stüdyoyu dolduran muhteşem sesiyle bizi mest ederek her defasında başka bir kadına dönüşen Tuğba Yurt, görüneninden çok daha ötesi…

Adını başarılı Pop müzik şarkılarıyla duyursa da, “Nefesim yettiğince sevenlerimle şarkı söylemek istiyorum” dese de, hayalinde, aldığı Klasik Batı müziği eğitimini ve enstrümanist yanını, bir gün senfonik bir orkestrayla vereceği konserde gösterebilmek de var. Tuğba Yurt hem çok bugüne ait, modern, hızlı, yenilikçi hem de sanki herkesin görmeyi özlediği geçmiş zaman hanımefendilerinin zarafetinden bir parçayı üzerinde her an taşıyor.

Birbiri ardına müzik listelerinin zirvesinden inmeyen şarkıları İnceden İnceden, Vurkaç, Güç Bende Artık, Yine Sev Yine’nin yanı sıra birbirinden güzel şarkıları kendine has, güçlü yorumuyla dinlediğimiz akustik serisi ile herkesin kalbini bir yerinden yakalıyor.  

 

Taş Yürek” Nisan’da yayınlanmış bir şarkı olmasına rağmen, radyolarda hala bir numara. Tüm şarkıların çok sevildi, çokça da dinlenildi. İddialı ve başarılı bir yol haritan var. Oldukça başarılı bu albümle ilgili nasıl dönüşler aldın?

Uzun zamandır üzerine çalıştığım bir albümdü. Müziğin bu kadar hızlı tüketildiği, şarkıların kısa bir sürede dinlenip yerine hemen yenisinin beklendiği bir dönemde aslında biraz riskti belki de. Ama tek bir şarkı sunmaktansa dinleyenlerimi ardı ardına dinleyecekleri dolu bir albümle buluşturmak istedim bu kez. 12 şarkılık albümde 3 şarkıya klip çektik. Taş Yürek, albümdeki üçüncü kliplenen şarkımızdı. Çıkalı iki ay olmasına rağmen listelerde bir numaraya yerleşti gayet güzel ilerliyor. Hem dijitalde hem de radyo ve televizyonlardan güzel geri dönüşler aldım. Yeni klibimiz için hazırlıklara başladık bile.

 

Bu zamana kadar büyük emekler verdim, tek başıma savaştım, bazen çok yoruldum ama nihayetinde güzel işler yaptığımı düşünüyorum ve bu yolcuğumun yalnızca bir kısmıydı.

 

Pop müzikte son yıllarda en başarılı isimler arasındasın. Hedeflerin neler?

Bu zamana kadar büyük emekler verdim, tek başıma savaştım, bazen çok yoruldum ama nihayetinde güzel işler yaptığımı düşünüyorum ve bu yolcuğumun yalnızca bir kısmıydı. Bundan sonrası için iyi bir yorumcu olarak varlığımı sürdürebilmek ve gerçekliğimi devam ettirmek istiyorum. Tabi bunları yaparken huzurlu hissedebilmek en önemlisi.

 

Her gün yeni isimlerle karşılaşıyoruz bu geçmişte de böyleydi ancak aralarından sıyrılmak için hangi meziyetler farklı olmalı?

Şu an çok daha fazla bu durum böyle. Her gün yeni bir isim görüyoruz ancak bir şekilde bir noktada farklılığını hissettirebilmek bence önemli. Kimi bunu sesiyle, kimi sahne şovuyla, kimi başka bir meziyetini ön plana çıkararak dikkat çekiyor. Bendeki bu ayrım “iyi bir ses rengine” ve “yorum gücüne” sahip olmamla gerçekleşti. Bununla birlikte iyi şarkılar seçiyor olmamla alakalı diyebilirim.

 

Rekabet duygusunun insanı sürekli dinç tuttuğunu düşünüyorum

Rakiplerinden kimleri dinliyorsun?

Rakip kelimesi her ne kadar kulağa hoş gelmese de aslında içerisindeki rekabet duygusunun insanı sürekli dinç tuttuğunu düşünüyorum. Buradan da besleniyoruz bence. Tabi ki birbirimizin yaptığı işleri takip ediyoruz. Bu benimle aynı jenerasyondan kişiler olmasını da gerektirmiyor. Müzikal olarak hitap eden her ismi dinlerim. Tek bir kişiyle sınırlandıramam çok fazla isim dinliyorum. Türk-yabancı neler çıkıyor, gündemde neler değişiyor, ne tarz müzikler oluşuyor sürekli takip ediyorum. Sadece pop dinlemiyorum, tamamen ruh halime göre müzikleri seçiyorum. Şu ara en çok dinlediğim Haris Alexiou. Sezen Aksu’yu zaten dinmeyen yoktur.

 

Müzik dijital çağa ayak uydurma ve evrilme noktasında... Pandemi ile müzik daha da değişti... Sen dijital dünyayı nasıl görüyorsun?

Her alanda olduğu gibi müzik de dijital bir çağa girdi. Aslında fiziki satışların bitmesi ile bu süreç başlamıştı ufaktan. Bir şekilde yeni dönem bunu gerektiriyorsa çağın evirildiği noktaya biz de ayak uydurmak durumundayız. Dijital dünya ile alakalı neler yapılabilir kısmı sahne kadar bizim için önemli bir hal aldı. Benim de dijital üzerinden daha fazla dinleyiciye ulaşmak ve müziğimi aktarabilmek adına çalışmalarım var. Kendi Youtube kanalım için albümde harcanan, kliplenmeyen şarkıların akustik versiyonlarını yapmayı planlıyorum. 12 şarkılık bir albümden sonra uzunca bir süre albüm çıkartmam, single olarak yoluma devam edeceğim. 

 

Müzikteki en büyük hayalin nedir?

Nefesim yettiğince sevenlerimle birlikte şarkılarımı hep bir ağızdan söyleyebilmek.

 

Pop tarihimize baktığımızda geçmiş dönemlerdeki müzikal üretimin, içerik ve kalitenin, dinleyene ve yorumlayana verdiği hazzın zamansız olduğuna sen de katılıyor musun?

Katılıyorum. 70’lerde, 80’lerde özellikle de 90’larda şarkıcı olmayı, bugünlere de aynı başarıyla gelen biri olabilmeyi çok isterdim. Kuşkusuz ki üretilen çok özel ve değerli eserler, güzel seslerle birlikte daha nice yıllar dinlenecek.

 

Düet yapmak istediğin hayalinde bir isim var mı?

Bunu proje haline getirmek istiyorum artık. Yola çıktığım günden beri tek başıma devam ediyorum. Düet şansım olmasa bile en azından sahnede Sezen Aksu’yla şarkı söylemeyi hep istemişimdir. Yabancılardan Haris Alexiu’yla düet yapmayı isterdim.

 

Müzik piyasasında kalıcı olmanın yolu ne kadar konuşulur olmaktan mı geçiyor?

Magazin elbette önemli ve bu işin bir parçası. Tıpkı müziksiz hayat olmayacağı gibi.

 

Dinlemeye dahi tahammül edemediğin bir müzik türü var mı?

Her tarzı dinliyorum ama tekno müziği çok sevdiğimi söyleyemem. Belki bir eğlenceye ya da kulübe gidince dinlenilir ama normal zamanlarında bile tekno müzik dinleyen insanlar var. Pop şarkılarda artık alt yapılarında rap tarzına döndü. Ceza, Sagopa Kajmer gibi isimleri severek takip ediyorum. 

 

Hayranların konservatuvardaki enstrümanın viyolayı çalarken görebilecek mi seni sahnede?

Enstrüman çaldığım için çok mutluyum. Şarkıcılığımda, müzisyenliğimde bana katkısı çok büyük. Fakat bir süre için viyolayla beni göremeyeceksiniz. Ama belli de olmaz. Hayalimde senfonik bir konser fikri var.

 

Babanı çok genç yaşta kaybetmişsin. Hayatındaki en acı veren, seni en çok üzen olay ya da başka bir an var mı?

Aileme çok düşkünüm. Mutlu bir çocukluk dönemim geçti. Bağları çok kuvvetli bir aileyiz. 11 yaşında ani bir kalp krizi sonucu babamı kaybettim. Sevdiklerimi, aile büyüklerimi kaybettim ama bundan daha acısını hiç yaşamadım. Babamın olmaması bizi aile olarak birbirimize daha da bağladı, o günden beri hiç ayrılmadık. Bu yüzden aile bağları bizim için çok kıymetlidir. Babam profesyonel müzisyen değildi ama sesi çok güzeldi bana da sürekli şarkı söyletirdi. Ona çekmişim. Ailedeki tek müzisyen benim. 

Sesinde Aşk Var   Tuğba Yurt